YAZI DİZİSİ – TÜRKLERİN ANADOLU’YA GÖÇLERİ 2 – TÜRKLERİN ANADOLU’YA İLK AKINLARI
- Kubilay Muhammet Özdemir
- 14 Ağu 2024
- 3 dakikada okunur
#KubilayMuhammetÖzdemir Yazdı:
Türkler dünyanın çeşitli yerlerine yayılmışlardır. Ancak bu yayılmalardan Anadolu baz alınırsa şöyle açıklamak daha doğru olacaktır.
Anadolu’ya ilk Türk akınlarını M.Ö. devirlerden 3000-2000 yıllarına kadar götüren tarihçiler varsa da genel kabul gören düşünüş 4.yüzyılın ikinci yarısına doğru Avrupa Hun Devleti’nin gerçekleştirdiğidir. Ayrıca Anadolu’da bulunan ilk Türk izlerine de Doğu Anadolu bölgesinde bulmak mümkündür. Çünkü birçok yer adı, günümüze ulaşan arkeolojik buluntular o bölgede bir Türk kültürünün olduğunu bize ispatlıyor. Anadolu’nun stratejik konumundan dolayı Asya ve Avrupa ile Kuzey Afrika’dan göç eden topluluklar fetih, ticaret ve göç amaçlı olarak Anadolu’da bulunmuşlardır. Selçuklu Türklerinden önce rastlanan Türk izleri de işte bu sebepledir. (Zoroğlu, 2002, s.194)
Anadolu’ya ilk akınları yapan Türkler, Batı Hunları’dır. Bu kitle Türkistan’dan göç ederek Karadeniz’in Kuzeyinden Avrupa’ya doğru bir yol izlemişlerdir. Bu sırada önlerine çıkan Alan, Ostrogot ve Vizigotları yenip dağıtıp Avrupa Hun Devleti’ni kurmuşlardır. Bununla yetinmeyen Avrupa Hunları, Batı Roma ile Bizans’a seferler düzenleyip ele geçirmeye başladı (378). Daha sonra Balkanlar üzerinden Trakya’ya sefer düzenlediler. Hunların bir kısmı da Kafkasya’yı aşıp Anadolu’yu girmeye başladı (395). Erzurum, Karasu, Fırat, Malatya ve Çukurova’ya kadar geldiler. Ancak Urfa ve Antakya kalelerini kuşatmalarına rağmen almayı başaramadılar. Buradan Suriye’ye ve Kudüs’e yöneldiler ancak fazla kalmadılar. Sonra tekrar geldikleri yoldan dönerek kendi yurtlarına geri gittiler. Fakat akınlar burada sınırlı kalmadı. İki yıl sonra Bizans’ın içinde bulunduğu sıkıntılardan faydalanarak Anadolu içlerine tekrardan akınlar yaptılar. Fakat bu akınlar Anadolu’da kalıcı olmak için yapılmadı.5 (İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayınları, İstanbul 1997, s. 70-73)
Urfa Piskopusu Efraim Hunların Anadolu’ya yaptığı seferleri aynen şöyle tanımlar;
“Onlar Ye’cüc ve Me’cüc süvarileridir. Atları ile fırtına gibi uçarlar. Onlara hiç kimse karşı koyamaz.”6 (Abdullah Kaya, “Başlangıcından 1071’e Kadar Türklerin Anadolu’ya Akınları Hakkında Bir Değerlendirme”, Ekey Akademi Dergisi, Yıl:18, Say:59, Bahar – 2014, s.214)
Türklerin Anadolu’ya ikinci gelişleri Hunlardan sonra Sabar yada Sibirler denilen Türklerle olmuştur. Öncelikle Hunlara bağlı olan Sabarlar sınırlarını Doğu Avrupa’ya doğru genişleterek bağımsızlıklarını kazandılar. Öncelikle Sasaniler ile bir ittifak kurup Bazans’a saldırıp Kafkasya’nın Güney’ine kadar olan kısımları aldılar. Bunu izleyen süreçte Azerbaycan üzerinden Anadolu’ya giriş yapıp Doğu ve Orta Anadolu’ya harekâtlar düzenleyip ganimetler elde ettiler. Kayseri, Konya ve Ankara’ya kadar ilerleyip tekrar aynı yoldan geri döndüler. (Sevim, 2000, s.14)
Bunun yanı sıra Anadolu’ya giren bir diğer Türk Boyu ise Hazarlar’dır. Bizans’a karşı akınlar yapıp Anadolu’ya girip bölgedeki Arap Emirliklerini yıkmıştır. (Güzel ve Seferoğlu, 1986,s.38)
Anadolu’ya sadece Kafkas bölgesinden değil Balkanlar üzerinden gelen Türk göçleri de vardır. Balkanlarda gelen Türklerle ilgili kısmı konunun bütünlüğü açısından Abdullah Kaya’dan naklediyoruz;
“530 yılında Bizans tarafından bozguna uğratılan Bulgar Türklerinin bir bölümü, Anadolu’ya geçirilerek Trabzon havalisi ile Çoruh ve Yukarı Fırat bölgelerine iskân ettirilmişlerdi. Bizans imparatoru II. Justinyen ve Heraklius, Farslılar ile savaşmaları için Avar Türklerinden bir kısmını Balkanlardan Anadolu’ya getirerek doğuda İran sınırlarına yerleştirmişlerdi. Yine 755 senesinde Bizans İmparatoru V.Konstantinos, Bulgar Türkleri’nin bir kısmını Araplarla savaşmaları için Balkanlardan Anadolu’ya getirip Tohma ve Ceyhan havzalarına iskân ettirmişti. Bulgar Türklerinin dışında Avar, Peçenek, Uz, Kuman-Kıpçak Türkleri de Bizans ordusunda önemli hizmetlerde bulunmuşlardı. Bunlar Bizans tarafından Fars, Arap ve Ermenilere karşı topraklarını korumak üzere Balkanlardan Anadolu’ya geçirilip değişik yerlere iskân ettirilen Hıristiyan Türkleridir. Bu Türkler Anadolu’nun yerleşme tarihinde önemli rol oynamışlardır. Bunlar Oğuz Türklerinden evvel Anadolu’ya gelmiş buralarını yurt edinmişlerdi. Bu Türklerden Kuman-Kıpçakların Anadolu’ya gelişleri iki yoldan olmuştur. Gürcistan üzerinden Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’e yerleşenler ile Bizans tarafından sınırları korumak üzere Balkanlardan getirilenler. Değişik nedenlerden dolayı Anadolu’ya gelen Türklerin çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya iskân ettirilmişlerdi. 1065 senesinde Tuna nehrini geçen Uzların 600 bin, daha evvel güneye inen Peçeneklerin 800 bin kişi olmaları ve bunların Anadolu’ya yerleşmesinin iki asra yakın devam etmesi, Balkanlardan Anadolu’ya gelen Türklerin hiç de azımsanamayacak kadar çok olduğunu göstermektedir. Bizans, Balkanlardaki Hıristiyan Türkleri özellikle Müslümanlarla savaştırmak üzere hudut bölgelerine yerleştirmişti. Bundan dolayı Kapadokya ile Toros geçitlerinde Hıristiyan Türkler oldukça fazla bir yoğunluğa sahipti. Malazgirt Zaferi’nden sonra Müslüman Türklerle iç içe yaşayan bu insanlar dinleri olan Hıristiyanlığı ve dilleri olan Türkçeyi uzun süre korumuşlardı. Türkmen akıncılarının Anadolu kapılarına kadar uzanmasında, X. yüzyıldan önce diğer Türk kavimlerinin Anadolu’ya yapmış olduğu akınlarının payı büyüktür.”7 (Kaya, “a.g.m.”,s.215)
Böylelikle Anadolu’nun çok eski tarihlerden beri Türk yurdu olduğunu belirtmek ayrıca bu Türk kitlelerinin Anadolu’nun Türkleşmesinde, Türk kültürünün korunmasında ve Anadolu’yu koruyan bir tampon kitle konumunda olmasında önemli bir vazife üstlendiklerini söylemek yanlış olmaz.
Bir sonraki yazı dizimiz olan üçüncü bölümde Oğuzların Anadolu’ya geliş Sürecini anlatacağım.
Comentários